KTO Karatay Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu İlk ve Acil Yardım Programı akademisyenlerinden Öğr. Gör. Evre Yılmaz; “Acil tıp teknikerlerinin, sağlık hizmetleri konusunda teorik açıdan iyi bir tıbbi bilgi seviyesine, pratik açıdan ise güçlü bir uygulama yeteneğine sahip olması son derece önem taşır. Paramedikler, durumu kritik olan hastalarda ölümle yaşam arasındaki ince çizgiyi hızlı ve doğru şekilde değerlendirerek, hastalara gerekli olan temel tıbbi bakımı verir. Daha sonra, hastayı en kısa sürede yüksek bakım düzeyine sahip olan acil servislere nakleder” şeklinde konuştu.

“Hastaların %24’ü Solunum Sistemi Problemi Yaşıyor”

Sağlık çalışanları tarafından olay yerinde yapılan temel yaşam desteğinin önemine değinen Öğr. Gör. Evre Yılmaz; “Yapılan bir çalışmada son beş yıl içinde, hastanelerde acil servise başvuran hastaların %24,71’inin solunum sistemi, %17,46’sının kas-iskelet sistemi, %14,55’inin kardiyovasküler denilen kalp ve kan damar sistemi, %10,51’inin gastrointestinal denilen sindirim sistemi problemi yaşadığı tespit edilmiştir. Bütün bu hastaların tanıları değerlendirildiğinde, solunum sistemi problemleri ile başvuran hastalar ilk sıralarda yer almaktadır. Ayrıca yapılan araştırmalar sonrasında hastane dışı kalp durmalarında sağkalım oranlarının %7 oranlarında olduğu belirtilmiştir” ifadelerine yer verdi.

“Yaşam Kurtarma Desteğinin En Önemli Halkası: 112”

Yılmaz; “Kalp durması gerçekleştiğinde ortalama 15 dakikadan sonra hücreler zarar görmeye başlar ve müdahale edilmezse geçen her dakika hayatta kalma olasılığı azalır. Bu durumda hastane öncesi, acil sağlık çalışanları tarafından yapılan etkili bir acil bakım ve temel yaşam desteği ile kişinin hayatta kalma oranı %75’e kadar yükselebilmektedir. Yaşam kurtarma zincirinin en önemli halkası olan 112 acil bakım desteği, işini seven kendini sürekli yenileyen ve özverili çalışan paramediklerle en üst düzeyde verilmektedir” dedi.

“İlk ve Acil Yardım Uygulaması, Eğitimli Kişiler Tarafından Yapılmalıdır”

Olay yerinde yaralıya yapılan ilk yardımın, mutlaka bilinçli olarak uygulanması gerektiğini belirten Yılmaz; “Bilinçsiz yapılan ilk yardım, yaralıların durumunun daha da kötüye gitmesine neden olmaktadır. Örneğin, travmalı hastaların olduğu pozisyonun korunması gerekir. Hastaların yanlış bir şekilde hareket ettirilmesi, bireyin ömür boyu sürecek omurga sakatlığına neden olabilmektedir” şeklinde konuştu.

İlk yardım konusunda önemli tavsiyelerde bulunan Yılmaz; “Kültürel inanışlara göre yanığı olan hastalara diş macunu, yumurta akı, tereyağı gibi uygulamalar yapıldığı bilinmektedir. Bu uygulamalar yanık bölgesini daha çok tahriş edip, enfeksiyona neden olabilmektedir. Bilinci kapalı ya da kapanmaya yakın hastalara kesinlikle ağızdan hiçbir şey yedirilip içirilmemelidir. Bu hastaların yutma refleksleri zayıfladığı için ağızdan verilen herhangi bir besin maddesinin soluk borusuna kaçması kaçınılmaz hale gelir ve hastanın durumunun daha da kötüleşmesine neden olur. Oluşabilecek bu durumlar, yanlış ilk yardım örneklerinin sadece bir kaçıdır. Bu nedenle ilk yardımın, eğitim almış kişiler tarafından yapılması daha doğru olacaktır” ifadelerine yer verdi.

“İlk ve Acil Yardım Alanında Yetkin Mezunlara İhtiyacımız Var”

Öğr. Gör. Evre Yılmaz; “Artan nüfus nedeniyle acil vaka sayısının ve sağlık sektörüne verilen önemin de arttığı göz önüne alındığında, bu alana yönelik ihtiyacın gün geçtikçe daha da çoğalacağı görülmektedir. İhtiyacın karşılanması için de insan yaşamına direkt dokunan bu meslek alanında çalışacak mezunlarımızın her özelliğiyle tam donanımlı olarak yetiştirilmesi oldukça önem arz etmektedir” diyerek ilk ve acil yardım alanında yetiştirilecek olan personel eğitimine dikkat çekti.