Yüksek canlıların birbirleriyle iletişim için ses ve sözcükleri kullandığını, bakterilerin ise bu işlevi bazı iletişim molekülleri ile sağlayabildiğini kaydeden Odabaşı, bakteriyel enfeksiyonlara karşı mücadelede antibiyotiklerin büyük rol oynadığını anımsattı. Antibiyotik direnci olan bakterilerin dünya genelinde ciddi bir problem oluşturduğuna da dikkat çeken Prof. Mehmet Odabaşı, “Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, hastanelerden bildirilen enfeksiyonların yüzde 60’ından fazlası, antibiyotiğe dirençli bakterilerden kaynaklanmaktadır. Bu bakterilerin neden olduğu hastalıkları kontrol etmek ve yeni tedavilerin geliştirilmesi adına, bakteriyel iletişimde etken olan moleküllerin hızlı tanımlanması önem arz etmektedir. Bakteri tespiti, kültür yöntemi tercih edildiğinde 48 saati bulabilmektedir” dedi. Hazırladıkları TÜBİTAK projesi kapsamında, sinyal moleküllerinin hızlı şekilde tespit edilebileceğine değinen Odabaşı, “Kuartz Kristal Mikroterazi çipler üzerinde, bakteriyel iletişim moleküllerinden olan N-heksanoil homoserin lakton (C6-HSL) molekülleri baskılanmış polimerik filmlerin hazırlanmasını ve sinyal moleküllerinin -yaklaşık bir saatte- hızlı tespitini sağlamayı amaçlıyoruz” dedi.

Prof. Mehmet Odabaşı, oluşturulacak test kitinin, etkinliğini kaybetmeden defalarca kullanılabileceğini, böylece ülke ekonomisine de katkı sağlayacağını vurguladı.