Aksaray’a gelen yerli ve yabancı turistlerin en çok uğradığı tarihi mekanlardan olan tarihi Ulu Camii, yapılış tarihinin üstünden 639 yıl geçmesine rağmen halen daha dimdik ayakta ve ibadete açık.

Aksaray’ın tarihi yapı hazinesinin baş tacı olan Ulu Camii, hem yaz mevsiminde hem de kış mevsiminde yerli ve yabancı turistlerin en çok uğradığı tarihi mekanların başında geliyor. Hem mimarisiyle hem de büyüklüğüyle kendine hayran bırakan Ulu Cami'de aynı anda 4 bin kişi aynı anda ibadet edebiliyor. Kitabesinde, 1408-1409 yıllarında Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından Mimar Mehmet Firuz Bey’e yaptırıldığı belirtilen Ulu Camii, yapılış tarihinin üstünden 639 yıl geçmesine rağmen halen daha dimdik ayakta durmayı başararak ibadet açık bir şekilde hizmet veriyor. Ulu Camii’nin içine giren turistler, caminin içinde uzun süre bekleyerek incelemelerde bulunurlarken, kendilerini tarihi yapıya hayran olmaktan alı koyamıyorlar. Büyüklüğüyle, kullanılan taşlarıyla, abanoz ağacından çivi kullanılmadan yapılan 800 yıllık minber ve sütunlarıyla dikkat çeken tarihi cami, akşam saatlerine kadar ziyaretçilere açık.

Ulu Cami'nin Özellikleri

Karamanoğlu Mehmet Bey Camisi olarak da anılan Ulu Cami’nin yapımı Anadolu Selçuklu Sultanı I. Mesud dönemine kadar dayanıyor. Sultan Mesud’un inşasına başladığı, II. Kılıçarslan döneminde tamamlanan caminin kitabesinde, 1408 yılında Karamanoğulları tarafından adeta yeniden inşa edildiği bilgisi yer alıyor. Bugünkü halini o dönemde alan camide aynı anda 4 bin kişi ibadet edebiliyor. Kent merkezinde yüksek bir noktada inşa edilen Ulu Cami, girişindeki taş işçiliği ve minberindeki ahşap işlemeleriyle döneminin yüksek sanat örnekleri arasında yer alıyor. Aksaray’ın halen en büyük camisi olma özelliğini sürdüren Ulu Cami, ibadet etmek isteyenlerin ilk tercihi oluyor.

Selçuklu Ahşap İşçiliğinin En Muhteşem Örneği

Ulu Cami’nin en önemli özelliğinin Selçuklu döneminin ahşap işçiliğinde ulaştığı noktayı gösteren muhteşem minberi olduğunu vurgulayan Aksaray Kültür ve Turizm Müdürü Mustafa Doğan, şunları kaydetti: “Abanoz ağacından hiç çivi kullanılmadan yapılmıştır. 800 yıllık tarihi minber Selçuklu ağaç işlemeciliğinin en mükemmel örneğidir. Minberin üzerindeki yazılar okunduğunda bu minberin Konya’daki Alaaddin Camii’nin minberinden daha eski olduğunu anlıyoruz. Aralarında benzerlik var ama Ulu Cami’deki Sultan Mesud, AlaaddinCamii’deki ise II. Kılıçarslan dönemlerine aittir. Minberin üzerinde AyetelKürsi, Bakara, Fatiha, İhlas ve Fetih surelerinden bölümler var. Sultan Mesud’u öven sözlerin de yer aldığı eser Anadolu Selçuklular döneminden günümüze ulaşan en eski minberdir. Hem tarihsel özelliği hem de estetik özelliği ile o dönemin en nadide eserleri arasında gösterilir” dedi. Özel Haber: Ziya Koçak